3 Temmuz 2014

10 SenEM'iz doldu, yuvaya döndük!!

Haftasonu uzun bir aradan sonra Ankara'daydık.. ODTÜ'de mezuniyet töreni vardı ve bizim mezuniyetimizin üzerinden 10 yıl geçtiği için madalya verilecekti. Evet, ben yarıda çark edip Boğaziçi'ne geçmiş olabilirim ama hem kalbimin bir parçası ODTÜ'lü hem de eş durumundan da ODTÜ'lüyüm yahuu...

Cuma gecesi Ankara'ya gittik, gider gitmez de şoka uğradık.. Ankara'nın bugları tavan yapmış resmen.. Havaalanından merkeze gelirken geçtiğimiz yollar bambaşka bir yüzyıldaydı... Her yer cangıl cungul renklenmiş, delice ışıklandırmalar.. Şehre girerken yazan "Good Bye" bir süre ilerledikten sonra karşınıza çıkan "Welcome" yazıları, çılgın kapılar, Selçuklu esintileri, ön yüzeyi bir örnek kaplanmış evlerle dolu mahalleler... Havaalanının hemen yakınındaki Miki Mouse'ları da unutmamak lazım.. Sürreel bir ortam.. Neyin kafası bu sorusuna cevap ararken neyse ki hala normal görünen merkeze geldik...


Arkadaşlarla buluşup hemen kendimizi Özçelik Aspava'ya attık. Ankara'ya dair ODTÜ ve arkadaşlarım dışında özlediğim tek şey Aspava döneri olabilir. İyice coşmuşlar, döner öncesinde süper bir salata (kuzu kulağı ve çilek vardı salatada, tam benlik), patates kızartması, kaşarlı mantar ve cacık geldi. Arkasından mis gibi soslu soğanlı dönerler ve dondurmalı irmik tatlısı... Sonrasında Tepe Prime'da bir yerlerde oturup geceyi bitirdik. Gece bitti ama nerede bitti? ODTÜ 5. yurtta!!!

Zamanında ben 7. yurtta kalmıştım. 4. kattaydı odam ve 2 yılım 4. kata 5 litrelik su şişesi taşıyarak geçmişti. Mezunlar günü zamanında dilerseniz yurtlarda kalabiliyorsunuz cüzi bir para ödeyerek. Odalar değişmiş tabi. Mobilyalar daha modern ve temiz, odada halı var, internet bağlantısı bile gelmiş. ODTÜ'deyken odada internet bağlantısı olmaması sıkıntı olurdu. Boğaziçi'ne geçince cennete düşmüş gibi olmuştum, odada internet vardı. Hemen bir bilgisayar getirmiştim odaya... Kapıya odada kalan mezunlar için hoşgeldin yazıları asmışlar.. Daha girer girmez bir hoş oluyor insan.

Cumartesi günü bölümden (Endüstri Mühendisliği) hatırı sayılır bir grup madalya almaya gelmişti. 10 yılda kimse değişmemiş yahu.. Tamam biraz kilolanmışız, erkeklerde biraz saçlar azalmış, bazılarının yanında minik bebekler var falan ama hala herkes aynı.. Biraz da Facebook etkisi tabi. Uzakta olduğumuz kişilerin de hayatının içindeyiz her dakika. Almanya, Amerika, Avustralya'dan gelen arkadaşlarımız bile vardı.

Bölümde mavi amfide toplandık hepimiz. Şanlı '84'ler ve MuhteşEM 04'ler çoğunluktaydı. Çağlar Güven'in "Kaderinize sahip çıkın" diye biten "Termodinamik ve İnsan İradesi" başlıklı dersinden sonra 10-20-30-40 yıl madalyaları dağıtıldı. Bol bol fotoğraf çekildi..


Gece de Uludağ Kebapçısı'nda 90 kişilik bölüm yemeğimiz vardı.. En iyi organize olan bölümlerden biriydik sanırım. Uludağ Kebapçısı ne dev yermiş yahu.. Tabi biz İzmir'den alışkın değiliz öyle dev mekanlara... Bize ayrılan masalar dışında da biiir sürü masa vardı..

Pazar günü tüm gün okulda çimlerde yayıldık.. Cehennem sıcağı havada ağaç altları o kadar iyi geldi ki.. Uyuduk bile :) Biraz da bölümleri gezdik.. Fizik, mimarlık vs..


Akşama doğru 2014 mezunlarının töreni ve pankart geçişi başladı. Devrim Stadı tıklım tıklımdı.. Ayakta bile zor izledik.. .Tüm bölümler Soma'ya dikkat çekmişti. Diğer senelerde nasıldı bilmiyorum ama bu sene Mimarlık Fakültesi'nin hemen ardından Maden Mühendisliği geldi, saygı duruşu yapıldı, çimlere baret ve Soma'da hayatını kaybedenlerin listesi bırakıldı.. Göz yaşlarına hakim olamadık tabi.... Bir kez daha ODTÜ ile gurur duyduk...

Derelerden rant, madenlerden kan akıyor..

Tam AB'ye giricez, bi gülme tutuyor

Utancımızdan yerin dibine girecektik ama orası ağzına kadar doluydu
#soma

Makro diyorlar anne mikro diyorlar
Beynimi yiyorlar anne beynimi yiyorlar

Hiç yorum yok: